Self/Less Tanrıyı oynamak
İnsanlık tarihinin başlangıcından beri insanlar ölümsüzlüğün peşinden koşmuşlardır. Hiç yaşlanmamak, genç ve ölümsüz olmak en büyük ütopyalarımızdan biri olmuştur. Hemen hemen tüm toplumların mitolojilerinde ölümsüz tanrılar yada yarı tanrılar önemli bir yer edinmektedir.
Hal böyle olunca günümüz bilimininde çok tartıştığı üzerine teoriler ürettiği bir konu ölümsüzlük. Biyoteknolojinin ve nanoteknolojinin geldiği noktada yakın tarihte kendi hücrelerimizden geliştirilecek yapay organlar sayesinde hasar görmüş organlarımızı değiştirebileceğimiz çok ta fantastik bir tahmin olmasa gerek. Şuan ölümcül olan hastalıklarında korkutucu olmaktan uzak, tedavileri bulunmuş olacağı da aşikar.
Peki asıl önemli noktaya geliyoruz şimdi; organlarımızı yapay organlarla değiştirmek tüm hastalıkların tedavisini bulmuş olmak bize yetecek mi? Yoksa insanlığın gizli rüyası bilincin aktarılmasına dair adımlar atılacak mı?
Geçen hafta vizyona giren Self/Less filmi tam da bu noktada ki sorularımıza usta Hint asıllı Amerikalı yönetmen Tarsem Singh’in hikayelendirmesi ile cevap vermeye çalışıyor.
Tarsem Singh fantastik sinemanın dahilerinden biri. Onu Jenifer Lopezin başrolünü oynadığı 2000 yapımı Hücre ( The Cell) filminde bir

psikoterapisti psikopat bir katilin bilinçaltına göndermesinden tanıyoruz. Ölümsüzler (İmmortals) ve fantastik bir pamuk prenses uyarlaması olan “Pamuk Prensesin Maceraları”n da ise muhteşem görsel efektlerini hayranlıkla izledik.
Self/Less filmi insanların tanrıyı oynama düşlerinin bir yansıması. Doğanın doğal sürecine müdahale eden insanın ahlaki değerlerini sorgulamaya başladığı, vicdanını sesini dinlemek zorunda kaldığı bir konu üzerinde yoğunlaşıyor. Evrenin adalet anlayışında ki kusursuzluğu ve doğanın işleyişinin taklit edilemez olduğu gerçeği verilen mesajlar arasında.
Filmin konusuna gelirsek;
Damian( Ben Kingsley) artık altmışlı yaşlarında para ile alınabilecek her şeye sahip olmuş bir emlak kralıdır. Kibirlidir öyle ki aktivist kızı Claire(Michelle Dockery) ile ilişkilerini yok edecek kadar gözünü kör etmiştir kibiri. Yakın zamanda kansere yakalandığını ve tedavisinin sonuç vermeyeceğini kısa süre içerisinde öleceğini öğrenir. Bugüne kadar para ile herşeyi satın almış olan Damian sağlığınıda para ile satın almanın yollarını ararken kendini bilim adamı olarak tanıtan Albright (Mathew Goode) ile tanışır.
Albrigt kendi gizli labaratuvarında yapacağı ameliyat ile Damiana bilincini yine labaratuvar ortamında ürettiğini söylediği genç bir bedene aktarabileceğini ona yeniden bir yaşam verebileceğini söyler. İkna olan Damian ameliyata girmeyi kabul eder. Ameliyat sonrasında bilinci yeni beden aktarılmış genç Damian(Ryan Reynolds) olarak uyanır.
Yeni hayatına başlayan Damian doktorunun verdiği ilaçları almaya devam ediyor ve eski hayatına ait herşeyden uzak durmaya çalışmaktadır. Ara ara gördüğü halüsülasyonların aslında yeni vücudunun eski anıları olduğunu anladığı anda doktor Albright’ın kendisini kandırdığını ve yeni vücudunun labaratuvar ortamında yaratılmadığını para karşılığı satın alınmış bir beden olduğunu çözer.
Filmin bu noktadan sonrası Damian’ın yeni bedeninin nereden geldiğini ve hayatını araştırması bu bağlamda kendi eski yaşamını sorgulaması kurgusunda gelişiyor. Ahlak ve vicdan muhasebesine giren Damianın yolculuğunu filmde izlemeye değer.
Aklımıza şu soru da gelmiyor değil gerçekten bilincimizi başka bir bedene aktarmak mümkün mü?
Beynin çalışma prensiplerini çözmek hiçte kolay bir iş değil. Bilinci tek başına beynin yarattığı bir gerçeklik olarak mı görmeliyiz. Bilincin transferi için sadece beyin transferi yeterli olur mu? Tüm bu soruların cevaplarını yakın gelecekte alacağımızı umuyorum.
Kim bilir belkide Tesla, Einstein ve Hawking gibi beyinlerin başka bedenlere aktarılabilmesi ölümsüz olması insanlığın geleceğini de olumlu yönde etkiliyebilirdi.
Tarsem Singh’ın ustalığını hikaye ve görsellikte çok konuşturamadığı bir film olan Self/Less yinede seyredilmeye değer bir film.
İyi seyirler…
Senaryo : David Pastör, Alex Pastör
Yönetmen : Tarsem Singh
Oyuncular : Ryan Reynolds, Natalie Martinez, Matthew Goode
İmdb Puanı : 6,5/10
Yapım Yılı : 2015