Sizden Gelenler

Kısa Hikâye: Hasat

Sürdürülebilir Tarım ve Yetiştiricilik Projeleri Sempozyumu

Konum:  Orion Takım Yıldızı, 1 No’lu yıldız Alnitak (Zeta Orion) yörüngesindeki  2. gezegen olan Agricola gezegeni.

Galaktik Enlem : -16,58517589   Galaktik Boylam : 206,45217979

Konuşmacı: Profesör Opillio Simia

Prof. Opillio: Sayın katılımcılar, öncelikle beni dinlemek için bunca zahmete katlandığınız için çok teşekkür ederim. Beni mutlu eden diğer bir nokta da katılımcıların ağırlıklı olarak gençlerden oluşması.

Bildiğiniz gibi Solere sisteminin 3 üncü gezegeni olan Argilla da  kurmuş olduğumuz yetiştirme çiftliğimiz ikinci aşamaya geçmiş durumda. Bu çiftliğin yaklaşık 4,5 Milyar Argilla yılı önce atılan ilk temellerinde çalışmış olmanın gururu ve heyecanını halen ilk anki kadar hissetmekteyim.

Bundan yaklaşık 65 milyon Argilla yılı önce gerçekleştirmiş olduğumuz ilk hasat döneminde bildiniz üzere yetiştirilmesi 150 milyon Argilla yılı süren Karbon bazlı protein, kalsiyum ve yağ  içeren organik basit yaşam formları geliştirilmişti. Bu yaşam formları ürettikleri ve bizim temel besin maddemiz olan Caro (et), yetiştirilen birey başına görece yüksek miktarda olması nedeni ile yetiştirmek için geçen sürenin uzunluğunun olumsuz etkilerini absorbe  etmiştir.

Ancak bu kısa süre içerisinde bilim ve teknolojide gerçekleştirdiğimiz atılımlar bizleri daha kısa sürede hasat yapılmaya hazır hale gelen türleri yetiştirme konusunda yeni bir atılım yapma durumuna getirmiştir.

Hepinizin bildiği gibi son gerçekleştirdiğimiz hasatta toplamış olduğumuz Caro miktarı bizleri yaklaşık 65 Milyon Argilla yılıdır beslemeye yetmekte ancak stoklarımız hızla azalmaktadır. Galaktik Besin Seviye Kurulu mevcut stoklarımızın sadece 100 Bin Argilla yılı kadar bizleri idare edebileceğini belirtmektedir.

Bu durumda 65 Milyon Argilla yılı önce almış olduğumuz ürün değişikliği kararın ne kadar doğru olduğunu kanıtlamaktadır.

Mevcut ürünümüz nicelik bakımından yaklaşık olarak 300 Argilla yılı gibi kısa bir süre içerisinde hasata hazır hale gelecektir. An itibariyle 7 Milyar birim mevcut serada yetiştirilmekte ve üreme hızı ciddi biçimde artmaktadır. Daha öncede belirttiğim gibi birim sayısı 8 Milyar a ulaştığında hasat için hazır hale gelecek.

İlk hasat işleminden sonra nadasa bırakılan serada bundan sadece 100 bin Argilla yılı önce genel tohumlama yönteminden vazgeçilerek tek bir türün genetiğinde değişiklik yapmak suretiyle üretim gerçekleştirilmiştir. Bu primat türü yapılan değişikliğe çok hızlı bir adaptasyon süresi geçirmiş ve bundan yaklaşık 60 bin Argilla yılı öncesi seraya göndermiş olduğumuz yetiştiricilerimizin müdahaleleri ile üreme ve gelişim hızları yükseltilmiştir.

Şimdi konu ile ilgili sorularınız alabilirim.

Curiositos Nuntius: Profesör yetiştirmekte olduğunuz yeni türün genetiği değiştirilmiş bir organizma olması bizlerin sağlığı açısından bir sorun teşkil etmekte midir?

Prof. Opillio: Bu konuda sizlere şunu anlatmak istiyorum. Her hangi bir organizmanın doğal habitatında gelişmesi ve hayatta kalması için bünyesinde gerçekleştirdiği değişimlere bizler doğal değişim diyoruz. Bu süreç uzun ve denemelerle dolu bir yoldur. Bizlerin gerçekleştirdiği ise bu uzun yolu  gerekli deney ve testler ile kısaltmaktır. Doğal olarak aslında her varlık genetiği değiştirilmiş ve değiştirilmeye devam etmektedir.

Ayrıca ilgili seramızdan periyodik olarak numuneler alınmakta ve gerekli testler yapılmaktadır.

Philosophia Amor: Profesör ilgili türe gerçekleştirdiğiniz müdahaleler sonucu türün zeka düzeyinin arttığı bununla birlikte, sorgulama ve benlik yeteneğine haiz oldukları bilgileri bizlere ulaştı hatta türün bazı üyelerinin sera dışına çıkış gerçekleştirdiği ve yaptıkları görece ilkel aletler ile bulundukları Solare sisteminin dışına mesaj ve alet gönderdikleri konuşulmakta. Bu konuda yorumunuz nedir.

Prof. Opillio: Evet bu konu birçok akademisyenimiz ve felsefecimiz tarafından gündeme getirilmiş ve tartışılmıştır. Benim görüşüm bu konuda nettir. İlgili türün zeka seviyesinde gerçekleşen artış tarafımızdan tasarlanmıştır. Bu artış ilgili türün hayatta kalma ve çoğalması için gerekli olan düzeydedir. Bununla birlikte bu sözde gelişmiş zekayı bir çoğunuzun evlerinde beslediği evcil hayvanlarda da gözlemleye bilirsiniz. İlgili türe felsefi bir yaklaşımda bulunmanın yanlış olduğu kanaatindeyim. Neticede bu tür bizlerin besin ihtiyacı karşılamak için bizler tarafından yetiştirilmektedir. Bu neden ile bu türün var oluş amacının farklı açılardan sorgulanmasını saçma buluyorum. Kaldı ki ilgili tür Sera içerisinde kendi gelişimi için farklı türleri yetiştirerek tüketmektedir.

Diğer konu Sera dışına çıkış ise tamamen bizlerin planlaması dahilinde gerçekleşmektedir. İlgili Seranın hasat edilmesine müteakip yeni türün yetiştirilmesi için geçen süreyi kısaltmak adına, şuan ki yetiştirdiğimiz türün ilgili sistemde ki 2 nolu gezegene yerleşerek üremeye devam etmesi planlanmakta ve Serada bulunan yetiştiricilerimiz bu doğrultuda üretim geliştirme çabalarına devam etmektedir.

Ayrıca ilgili türde gerçekleştirilen zeka artışı sayesinde türün kendi sağlığını koruma yetisi artmış ve tedavi olanaklarını kullanım kapasiteleri nispeten yükseltilmiştir. Bununla beraber her bir üründe bizler için tehlikeli olan 4 çeşit amino asitin gelişimi gerçekleştiği anda genetik kodlarına eklediğimiz kendini kapatma sistemi türün ilgili bireyini yaşamsal fonksiyonlarını sonlandırmaya ve bunun tedavi bilgisi türe aktarılmamaktadır.

Saygıdeğer konuklar konu hakkında bir çok sorunuz olduğunun farkındayım ancak bu sempozyumda bana ayrılan sürenin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Şunu bilmenizi isterim ki an itibariyle 815 ışık yılı uzaklıkta bulunan seramızda ürünlerimiz ile ilgili her hangi bir sorun bulunmamakta ve bilim ekibimiz bizleri daha ferah ve Caro dolu bir geleceğe taşımak için çalışmaya devam etmektedir. Bu sempozyuma katılan herkese teşekkür eder Caro dolu bir gelecek dilerim.

Konuşma sonrası Profesör Opillio kulise doğru ilerlerken yüzüne takındığı sahte gülüşü çıkarttı ve asistanı Smarmy Clerius’a dönerek;

“Bu ikisinin burada ne işi var, benim düzenlediğim konferanslara bu ikisi gelmeyecek demedim mi ben?!?” diye sert bir şekilde çıkıştı.

Asistan Smarmy “Evet efendim bende şaşkınım akreditasyonu nasıl aştılar bilemiyorum ancak bir daha tekrarlanmamasını sağlayacağım” dedi.

ve dişlerini sıkarak içinden ekledi “Çok bilmiş bunak sonunda seni bırakacağım bakalım o zaman bu işlerini kime yaptıracaksın”

Profesör Opillio Agricola gezegeninde varlıklarını sürdüren Potens türünün önde gelen idarecilerinden ve bilim adamlarından biriydi. Potenslerin kadim varlıkları evrenin başlangıcına dayanıyordu. Evrenin oluşumundan bu zamana binlerce gezegen değiştirmiş, milyarlarca tür yetiştirmiş ve yok etmişlerdi. Onlar evrenin çiftçileriydiler.

Potensler bilim ve teknoloji olarak evrenin en ileri uygarlığıydı. Evrenin doğuşuna şahitlik ettiğine inandıkları Prophet Potens‘in soyundan geldiklerine inanıyorlar ve kendilerini evrenin hakimi olarak görüyorlardı.

Zaman ve Uzay Potensler için istedikleri gibi şekillendirebildikleri basit fiziki bir yapı dışında birşey ifade etmiyordu. Hiçbir seyahat sorunları bulunmuyordu tüm Potensler doğumları itibariyle benliklerinde bilinen evrenin en hızlı seyahat yeteneğini barındırıyorlardı. Bir Potensin evrenin her hangi bir köşesine gitmek için yapması gereken tek şey orada olduğunu düşünmesi idi. Maddenin enerjiden var edildiği ve içinin enerji dolu olduğu bir evrende maddeyi enerjiye, enerjiyi de maddeye çevirmenin basit mekanik prensibi bunun gerçekleşmesine olanak sağlıyor ve her Potens bir anlığına evrenle bütünleşiyor sonra tekrar istediği noktada fiziki yapısına geri dönüyordu.

Profesör Oppilio kulisteki odasına girdi halen çok sinirliydi, ancak yapması gereken çok önemli işler olduğunun farkındaydı, konuşmasının yer aldığı nano hafıza birimini hızlıca sol kolunda yer alan aktarım organına yerleştirdi.

Bu organ Potenslerin tüm bilgi birikimlerini RNA’larına (Ribonükleid Asit) aktarır ve tüm hafıza işlemcileri, dosyalamaları ortadan kaldıran bir yapı elde edilir. Kısaca DNA (Deoksiribonükleid Asit) Genetik bilgilerini taşırken RNA günlük bilgilerin depolanmasında kullanılmaktaydı. Bu sayede seyahatlerinde yanlarında kendilerinin dışında başka bir materyal götürmelerine gerek kalmıyordu.

Profesör asistanı Smarmy’a seslendi “haydi Argilla’ya gidiyoruz, yalnız bu seferde gezegeni tutturamazsan senin ZİSİ (Zihinsel Seyahat İzni)’ni iptal ettireceğim ona göre”

Asistan Smarmy cevap vermedi ve konsantre olmaya çalışarak gözleri kapattı ve tekrar açtığında hemen sağ tarafına baktı. Evet profesör oradaydı, “bu sefer doğru gezegen” dedi.

Kendilerini karşılayan Fratses Custos: “Hoş geldiniz Profesör sizi burada ağırlamak büyük şeref” dedi.

Profesör başı ile selam vererek “O şeref bana ait sevgili Custos sizlerin bu çabaları ırkımızın geleceğinin teminatı”

Frates Custos son 65 milyon Argilla yılıdır burada yetiştiriciliğin başında yer alıyordu.

Custos “Profesör sizi görünce hep son hasadımızı hatırlıyorum. Çok verimli ama bir o kadar zorluydu. Ancak bu yeni türün hasatı çok daha zorlayıcı olacak kanısındayım.”

Profesör “Evet Custos farkındayım. Ancak kazancıda büyük olacak bu türden çok umutluyum. Komşu Gezegenlere yayılma aktiviteleri nasıl gidiyor. Biliyorsun bu bizim için çok önemli bunu başarabilirler ise bundan sonra ki süreçte tarımsal operasyon maliyetlerimiz çok düşecek ve kendi kendini yetiştirebilen bir tür elde etmiş olacağız, sonsuz bir Caro kaynağı.”

Custos “Gayet başarılılar Profesör sağladığımız teknolojik destek ile sistemin 4. gezegenine inorganik basit cihazlar göndermeyi şimdiden başardılar, kısa bir süre içerisinde orada bir koloni kuracaklarına inanıyorum.”

Profesör “Çok güzel bende bunu bekliyordum şimdi müsaadenle Orion’a dönmem gerekiyor.”

Custos “Görüşmek üzere Profesör.”

Profesör Opillio Custos’u tekrar başı ile selamladı ve asistanı Smarmy’a dönerek gidiyoruz işareti yaptı.

Asistan Smarmy gözlerini kapattı konsantre oldu ve tekrar açtığında “Kahretsin burası Orion değil Profesör bu sefer beni kesin mahvedecek” dedi.

Profesör Opillio Orion Agricola gezegenine ulaşmış ve yanında Smarmy’i göremeyince durumu hemen anlamıştı. “Bu salaktan artık kurtulma zamanı geldi” diye kendi kendine söylendi.

Ancak şu an buna vakit ayıramazdı. Son hasattan bu yana Profesörün aklını karıştıran ve onu çıkmaza sokan bir soru dönüp duruyordu. Hazır ayağına dolaşacak “sersem” asistanı Smarmy ortalarda yokken bunun tam sırasıydı.

Bütün Evrenin çiftçiliğini yapan kendi türünü düşünüyordu bu küçük evrende galaksiler arasında ilerledikçe hep evrenin sınırını hayal ediyor ancak tüm Agricola’lılar gibi buraya gitmeye korkuyordu.

Sebebi çok basitti aslında ZİSİ yi kullanarak seyahat edebilmenin tek yolu orayı zihninde canlandırmaktır. Ancak daha önce görmediğin bir yere seyahat edemezdin. En azından bunu deneyenler bir daha geri dönmemişlerdi. Aslında seyahat imkanları görülebilir evren ile sınırlıydı.

Profesör Seyahat et gözlem yap metodu ile yaklaşık 14 Milyar ışık yılı yol kat etmiş, ancak her seyahatte kendisinin hayatta kalabileceği bir gezegen bulması gerekliliği ve bunun için yanında gerekli yapım malzemelerini taşıma zorunluluğu onu bu işten vazgeçirmişti.

Son hasat onun jübilesi olacaktı zaten bütün program yapılmış sadece sürecin tamamlanmasını bekliyordu.

Ve kararını verdi son hasatı bekleyecek sabrı kalmamıştı, bütün bu kargaşanın dışına çıkacak ve ilk defa kendi için bir şey yapacaktı. Gözlerini kapattı zihnini tamamen boşalttı, kemerine takılı olan ZİSİ aygıtı bir kez daha vınlayarak aktif hale geldi, görülebilir evren artık onun için yoktu. Zihninin sınırlarını yıktı ve boşluktaki karanlık aydınlamaya başladı artık bilinci evrenin her noktasında idi yavaş bir şekilde maddeleşmeye başladı.

Nefes alamıyordu ortam çok karanlıktı ve zihni çok bulanıktı, neredeyse tüm anıları silinmişti kendisinin dahi güçlükle farkındaydı, sadece nefes almaya çalışıyor ancak etrafındaki sıvı ciğerlerine doluyor çığlık bile atamıyordu.

Bir anda etrafındaki sıvı boşaldı ve çırpınarak ciğerlerindeki sıvıyı boşaltıp derin bir nefes aldı ancak hala doğru dürüst göremiyor etrafını seçemiyordu, aynı anda kalçasında sert bir darbe hissetti ve acıdan avazı çıktığı kadar bağırmaya başlamıştı.

Aynı anda kendisini ayaklarından baş aşağı tutar haldeki Doktor anneye dönerek: “tebrik ederim çok sağlıklı bir bebeğiniz oldu, resmi olarak bebeğiniz Dünya’daki 8 milyarıncı kişi”.

SON…

Barış Üçler

Atomalti paracıkların vektorel vortekslerini spiral ivmelendirmek isteyen biriyim o kadar....

Bir Cevap Yazın