Sizden Gelenler

Düşünüyorum Öyleyse Yokum!

İlkel benliğimizle şizofreninin kıyılarında dolaşılan bir gece vakti rahatsız beyinlerin boş fırtınaları…

Varlık 1 : Şimdi Kuantum’a göre her şey mümkündür, madde aynı anda iki yerde birden olabilir ve paralel evrenlerde geçmiş ve gelecek aynı anda var olabilir ve daha ki düşündüğümüz her şey bir başka paralel evrende gerçekleşmiş olabilir.

Dînen de bu böyle daha önce var olmamış her hangi bir şeyi düşünmemiz imkânsız, aksi halde yaratmış oluruz, düşünce olarak bile olsa yoktan var etme gücü ancak Tanrıya mahsustur.

Kısaca Matrix’teyiz.

Varlık 2 :Ben Matrix’i izlemedim.

Varlık 1: Etrafına Bak, İçindesin.

Varlık 3: Şu an en ön sıradan izliyorsun. Matrix’e hoş geldin.

Varlık 1 : İlla katalizör istiyorsan algıyı açmak için: Derin bir nefes al, havadaki milyonlarca Azot, Oksijen ve Karbon molekülünün burnundan ciğerlerine doğru giderkenki hareket ve sürtünmelerini hisset. Ve her bir molekülün içinde birbirine kenetlenmiş atomların etrafında dönen elektronların sesini duy. Ardından muazzam bir çekim gücü ile birbirlerine bağlanarak çekirdeği oluşturan Nötron ve Protonları hisset. Ve bu Protonların içindeki atom altı parçacıkları oluşturan Sicimlerin titreşimini özümse ve Sicimlerin oluştuğu…. Boşluk ve Hiçliği gör. Aslında hiçbir şeyiz yoktan var olan sistem kodlarıyız… Matrix’e hoş geldin.  “Bu soluduğun sence gerçekten hava mı?…” Aslında Sen Yoksun.?

Varlık 2 : Ben varım, buradayım!

Varlık 1 : İstenen de bu zaten, burada olduğunu zannetmen.

Varlık 2 : Kim istiyor?

Varlık 3: “Düşünüyorum Öyleyse Varım!” ise o halde Varlık 2 burada aslında.

Varlık 2: Ben neredeyim?!

Varlık 3: Buradasın ya işte.

Varlık 1: Düşündüğünü sandırılıyorsun, burada olman için.

Varlık 2: İşte kim tarafından sandırılıyorum?

Varlık 1: Bunu bilseydim şuan bana tapıyor olurdunuz.

Varlık 2: Bilmediğin bir şey buldum! Çok mutluyum şu an.

Varlık 1: Bilmiyor olabilirim ama varsayabilirim. Yüce yaratıcı diyerek kendimi peygamber ilan edip aynısını yapabilirim. Yada büyük patlama ve kuantum diyerek Nobel’i alabilirim.

Varlık 2: Yapıldı onlar yaratıcı ol.

Varlık 1: Bu birşeyi değiştirmez, yaratman Tanrıya mahsus veya kuantuma, onları ben yapmadığım gibi kimse de yapmadı, vardılar.

Varlık 2: İzafi yani.

Varlık 3: Peki burada değilsek neredeyiz? (Çanak soru)

Varlık 1: Yokluğun mekânı yoktur. İlk söylemimde de belirttiğim gibi etrafımızdaki tüm fiziki oluşum boşluk yani hiçlik aslında. Hiçliği bir araya getirerek varlığı oluşturuyoruz.

Ancak algı düzeyimiz bunu anlamaya uygun değil. Bu nedenle İzafi=Kuantum=Din olarak açıklıyoruz her şeyi.

Beynimiz bu fiziki dünyayı (ki aslında yok) var edebilmek ve bunu bize kanıtlamak için yukarıdaki üç savı kabul edecek şekilde programlanmış.

Bu sayede varlığımıza inanarak var oluyoruz.

Varlık 3: Yani anlamadığımız şeyleri isim yakıştırıp birbirimize gazlıyoruz? Doğru mu?

Varlık 1: Mantıken var olmamamız lazım.

Varlık 3: Varızdır inşallah!

Varlık 1: Misal, Cübbeli ile Einstein arasında fark yok bana göre.

Varlık 3: Bu iyiydi, yani ikisi de kafadan sıkıyor mu diyorsun?

Varlık 1: Biri damacanaya yürümek günah diyor, diğeri ışık hızı sabittir geçilemez… Hep bir kural ve kaide üzerine kurulu olmak zorunda varlık. Varlığın doğasında var bu. Ortak noktaları da bu.

Varlık 3: Anlam yüklüyoruz aslında anlamıyoruz. Gerçek salt varlık belirli kurallara bağlı olmaksızın var olandır. Doğru mu?

Varlık 1: Aynen. Bilmemiz gereken şu; Anlamlı olması gerekmiyor varlığın. Neyi algılamak istiyorsak oyuz.

Varlık :3 Güzel bir noktaya geldik.

Varlık 1: Ben moleküler evreni ve oluşumu yorumlayarak varım, Hasan Ağa tarladaki mahsulün büyümesini bekleyerek var.

İkimizde birbirimizden üstün değiliz. Sadece izafiyiz varlığa karşı. Evren benim ile var benim için ben yoksam o da yok.

Bu da benim varlığımın kanıtıdır. Beni yaratan var ise kendi varlığı için yaratmıştır lakin ben onu algılayamıyor isem zaten yoktur benim varlığımın içinde.

Varlık 3: Sen bunları söylemek ve yapmak için varsın, Hasan Ağa kendi yaptığı şeyleri yapmak için var, yani aynıyız ve birer programız.

Aslında ne yaptığımız ne de söylediğimiz bir şey var bildiğin yokuz o zaman.

Varlık 1: Evet. En başta söylediğim gibi.

Varlık 3: Varlık 1 bu yazıları toparla sitede yayınlayalım bu kadar lakırdı boşa gitmesin. Makalenin başlığı gözümün önüne geliyor “Düşünüyorum Öyleyse Yokum!” Hadi göreyim seni Pazartesi masamda olsun.

Varlık 1: Ama senin masan aslında yok ki!!!….

SON 🙂

EDİTÖR’ÜN NOTU: Üç farklı kişinin teorik ve subjektif dialoglarına dayalı yorumlardan oluşan bir beyin fırtınasıdır, bilimsel dayanağı tartışma götürür.

Barış Üçler

Atomalti paracıkların vektorel vortekslerini spiral ivmelendirmek isteyen biriyim o kadar....

Bir Cevap Yazın