Re-Era : Yeni Dünya

Yeditepe Üniversitesi Radyo,Sinema ve Televizyon Bölümü öğrencileri tarafından çekilmiş kısa bilim kurgu film olan Re-Era tatmin edici konusu ile benden yüksek not alırken oyunculuk kalitesi ve sahnelerde ki detaylarda olan özensizlikten dolayı hayal kırıklığı yarattı. Ancak genç arkadaşların tutkusu ve azmini göz önüne aldığımda bir de Türk yapımı olması özelliği eklendiğinde çok acımasız eleştiremeyeceğimi baştan söylemem lazım.( yalan söyledim)

Kısa filmin konusuna gelince; Yeditepe Üniversitesinde astrofizik profesörü olan Selim güneş patlamaları üzerine araştırma yapmaktadır. Filmde sürekli vurgu yapıldığı için geçemeyeceğim tarih 2036 🙂 . Son derece gelişmiş bir evde yaşayan kahramanımızın teknoloji ilerledikçe konforumuz bozuldu mesajlı  daire şeklinde ki tahtadan bozma yatağında uyanması ile başlar hikayemiz. Bu sırada evin içinde bir kadın sesi saatteki tarihi sesli olarak ta söyleyerek olayın gelecekte geçtiğini işler beynimize.

Giyinme kabininde var olan teknolojiyi evin tabanına uygulayamayan apartman sakinleri parke döşemeden vazgeçmeyerek nostaljik bir görüntü sergileseler de bilgisayar ekranlarında her görüntüyü elle sağa sola atarak “bakın ne kadar teknolojiğiz” taşra kültürüne gönderme yapmaktan çekinmemişler.

Bakışlarından sıkıntılı bir çocukluk geçirdiği belli olan profesörün abartılı tavırları ve ağdalı konuşmaları konu ne kadar fena olmasa da insanı sıkmaya yetiyor.

Bilgisayarına gizemli yaşlı bir adamdan gelen mesajın peşinden giderek üniversitedeki işinden atılmaya varan ve sonra aslında o adamın gelecekte ki kendisi olduğu klişesine bağlanan olaylar zinciri en başta belirttiğim hikayenin güzelliğini filmin kurgulanışı ile idam etmiş oluyor.

Bilim Kurgunun sadece teknolojik maymunluklardan ibaret olmadığını, iki tane gelişmiş bilgisayar ve gelecekte yaşanan bir olayı anlatmanın kendi başına bilim kurgu olmadığını anlamamız gerekiyor. Arkadaşların iyi niyetle hazırladığı ve İmdb’nin 6.4 puan verdiği bu kısa filmi benzer yabancı yapımlarla kıyasladığımda maalesef başarılı bulduğumu söyleyemeyeceğim. İlk sahnesinden filmin hikayesini ve sonunu neredeyse tahmin edebileceğimiz tarzda ki filmler maalesef bende baş ağrısına sebep oluyor.

İyi seyirler…

Senaryo                 : Emir Mavitan